Publications

Avukatlık Sözleşmesinde Ücretin Hukuki Dayanağı

Feb 7, 2025

Avukatlık Sözleşmesinde Ücretin Hukuki Dayanağı

A. Tanım ve Genel Çerçeve

Avukatlık ücreti, avukatın müvekkiline sağladığı hukuki hizmetin karşılığı olarak talep ettiği bedeldir. Avukatlık, hukukun üstünlüğünü ve adaletin sağlanmasını temin eden önemli bir meslek olup, mesleğin bağımsızlığı ve etik değerlerinin korunması için avukatlık ücreti kritik bir rol oynamaktadır. Türkiye’de avukatlık ücreti, başta 1136 sayılı Avukatlık Kanunu olmak üzere, çeşitli mevzuatlarla güvence altına alınmıştır. Avukatlık ücreti yalnızca avukatın emeğini değil, aynı zamanda müvekkilinin haklarının korunmasını sağlamayı amaçlar

B. Avukatlık Ücretinin Yasal Dayanakları ve Güncel Düzenlemeler

Avukatlık ücreti, Türkiye'deki yasal düzenlemelere dayalı olarak belirlenen ve hem avukatın emeğinin karşılığını almak hem de müvekkilin hukuki hizmetlerden faydalanmasını sağlamak amacıyla güvence altına alınmış bir bedeldir. Avukatlık ücretinin belirlenmesinde temel hukuki dayanakları, Adalet Bakanlığı ve Şehirlerin Baroları (Bundan sonra İstanbul Barosu AAÜT dikkate alınacaktır.) tarafından belirlenen asgari ücret tarifeleri oluşturur. Bu tarifeler, hem avukat ile müvekkil arasındaki ücret ilişkisini düzenler hem de adil bir ücret düzeni sağlamak amacıyla denetim mekanizması oluşturur.

Avukatlık ücretinin yasal dayanağını oluşturan en önemli düzenleme, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’dur. Kanunun 164. maddesi, avukatlık ücretinin yazılı bir sözleşme ile belirlenmesini zorunlu kılar. Yazılı bir sözleşme yapılmadığı takdirde, Adalet Bakanlığı tarafından her yıl güncellenen Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT) devreye girer ve bu tarifedeki ücretler uygulanır. Bu durum, avukatların emeğini güvence altına alırken, müvekkilin aşırı ücret taleplerine karşı da bir denetim sağlamaktadır. Avukatlık Kanunu’nun 166. maddesi ise, ücretin ödenmemesi durumunda avukatların hukuki yollarla ödeme talep etme hakkını düzenler ve bu şekilde avukatların alacakları güvence altına alınır.

Ayrıca, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) ve Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) gibi özel düzenlemeler de avukatlık ücretiyle ilgili hükümler içerir. HMK’nın 336. maddesi, mahkemelerin davalarda avukatlık vekalet ücretini, baroların belirlediği tarifeye uygun olarak belirlemesi gerektiğini ifade eder. Bu düzenleme, avukatların ücretlerinin belirli bir çerçevede adil bir şekilde belirlenmesini amaçlar ve müvekkillerin haklarını korur . CMK’nın 150. maddesi ise, ceza davalarındaki avukatlık ücretlerinin müvekkilin mali durumu göz önünde bulundurularak adli yardım kapsamında ödenmesini sağlar. Bu düzenleme, özellikle maddi imkânları sınırlı olan kişilerin hukuki yardım alabilmelerini mümkün kılar.

İstanbul Barosu ve diğer barolar tarafından belirlenen asgari ücret tarifeleri de, avukatlık ücretlerinin belirlenmesinde ve denetlenmesinde kritik bir rol oynar. Her yıl güncellenen bu tarifeler, müvekkil ile avukat arasındaki ücretin ne şekilde ve ne kadar olacağına dair düzenlemeler getirmektedir. Avukatlık Kanunu’nun 165. maddesi, avukatın ücretini yalnızca müvekkilinden alma hakkını belirler ve ücretin ödenmemesi durumunda avukatların hukuki yollarla talep etme hakkını güvence altına alır. Yine bu kanunda, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin barolar tarafından belirlenmesi ve baroların kendi tarifelerini uygulama hakkı da vurgulanmıştır. İstanbul Barosu, avukatlık ücretlerini düzenleyen en önemli barolardan biridir ve bu baro her yıl ücret tarifesini gözden geçirerek günceller.

Son olarak, Türk Borçlar Kanunu’nda yer alan vekalet sözleşmesine ilişkin genel hükümler de, avukatlık ücretinin yasal dayanakları açısından önemli bir yer tutar. Türk Borçlar Kanunu, vekalet sözleşmesinin karşılıklı hak ve yükümlülükleri belirleyerek, avukatlık hizmetinin verilmesi ve bu hizmetin karşılığında ücret talep edilmesi konusunda genel bir çerçeve sunar.

Avukatlık Kanunu ve diğer ilgili düzenlemeler, avukatlık ücretinin belirlenmesinde temel hukuki çerçeveyi oluşturur. Bu düzenlemeler, avukatların emeğinin adil bir şekilde karşılanmasını sağlarken, aynı zamanda müvekkillerin haklarının da korunmasını hedefler ve mesleki etik kurallar çerçevesinde adil bir ücret düzeninin oluşturulmasına olanak tanır.

C. Ücretin Hukuki Niteliği

Avukat ile iş sahibi arasında yapılan avukatlık sözleşmesi, karşılıklı ve uygun iradelerle kurulan, ücret karşılığı hukuki yardım sağlanması amacı taşıyan bir sözleşmedir . Avukatlık Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu'nun hükümleri, bu sözleşmenin niteliğini belirler. Avukat, müvekkilinin adına dava açma, icra takibi yapma veya diğer hukuki işlemleri gerçekleştirme yükümlülüğü taşırken, müvekkil de bu hizmetin karşılığını ödeme sorumluluğuna sahiptir.

Bu sözleşme, genellikle yazılı bir sözleşme ile yapılır. Ancak, yazılı sözleşme yapılmamış olsa bile, avukatın müvekkil adına hukuki yardım sağlamaya başlaması, sözleşmenin varlığını gösterir . Avukatın müvekkiline yaptığı hukuki yardım, sözleşme ilişkisini oluşturur ve ücret ödenmesi gereken bir borç doğurur . Bu bağlamda, avukatlık sözleşmesi, yalnızca ücret ödemeyi değil, aynı zamanda tarafların karşılıklı hak ve yükümlülüklerini de belirleyen önemli bir hukuki düzenlemeyi ifade eder.

Avukatlık ücreti, vekalet ilişkisi çerçevesinde tarafların haklarını düzenleyen ve her iki tarafın yükümlülüklerini yerine getirmesine olanak sağlayan bir unsurdur. Avukatlık ücretinin hukuki niteliği, Avukatlık Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu'nun düzenlemeleri ile belirlenmiş olup, bu ücretin adil bir şekilde belirlenmesi ve ödenmesi, her iki tarafın da haklarını güvence altına almak için kritik bir öneme sahiptir. Taraflar arasında yazılı bir sözleşme yapılması, bu sürecin hukuki güvence altına alınmasını sağlar ve aynı zamanda olası uyuşmazlıkların önüne geçilmesine yardımcı olur.

Vekalet ilişkisi, avukat ile müvekkil arasındaki temel hukuki ilişkiyi oluşturur. Bu ilişki, karşılıklı güven ve işbirliğine dayanır. Avukat, müvekkilinin haklarını korumak ve hukuki sorunlarına çözüm üretmek için bilgi ve yeteneklerini kullanırken, müvekkil de bu hizmetin karşılığında bir bedel ödemekle yükümlüdür. Vekalet sözleşmesi, bu karşılıklı yükümlülükleri düzenler ve her iki tarafı da borçlandıran bir sözleşme olarak kabul edilir .

Avukatlık Kanunu'nun 164. maddesi, avukatlık ücretinin belirlenmesinde önemli bir yer tutar. Bu maddeye göre, avukatlık ücreti, taraflar arasında yazılı bir sözleşme ile belirlenmemişse, avukatın emeği ve hizmeti, Adalaet Bakanlığı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT)'ne uygun şekilde ücretlendirilir. Yazılı sözleşme yapılmaması durumunda, AAÜT'nin geçerli olması, avukatın emeğinin karşılanmasını ve müvekkilin aşırı ücret taleplerinden korunmasını sağlar. Böylece, her iki tarafın da yükümlülükleri denetlenebilir ve sözleşme hükümleri hem avukatın hem de müvekkilin haklarını güvence altına alır.

Avukatlık sözleşmesi, ücret karşılığı yapılan bir ivazlı sözleşmedir . Avukat, verdiği hukuki hizmetlerin karşılığında ücret talep eder ve bu ücret, müvekkilin yasal yükümlülüğü haline gelir. Avukatlık Kanunu'nda bu duruma özel bir vurgu yapılır. Ücret karşılığı yapılan sözleşmelerde, avukatlık hizmeti bir bedel karşılığında sunulmaktadır; aksi durumlarda, avukat hakkında disiplin soruşturmaları gündeme gelebilir.

Eğer avukatlık hizmetinin ücret karşılığı yapılmayacağı konusunda taraflar arasında bir anlaşmazlık ortaya çıkarsa, bu durumda Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT) devreye girer. Ayrıca, avukatın hizmetleri sonucunda, davada lehe bir sonuç alınmışsa, mahkeme tarafından vekalet ücreti, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre belirlenir. Bu tür bir düzenleme, hizmetin ücret karşılığı yapılmasını garanti altına alır ve avukatın alacaklarının yasal çerçevede korunmasını sağlar.

Avukatlık sözleşmesi, belirli bir hukuki yardım sağlanması veya belirli bir hizmetin yapılması amacı güden bir sözleşmedir . Avukat, müvekkilinin hukuki sorunlarını çözmek için çalışır ve müvekkilin bu hizmet karşılığında ücret ödemesi gerekir. Avukatlık Kanunu'nun 35. maddesi, avukatlık işinin kapsamını düzenler ve avukata, yasalara uygun olarak hukuki danışmanlık yapma, dava açma ve müvekkilinin haklarını savunma görevleri verir. Bu bağlamda, avukatlık sözleşmesi, iş görmeyi konu alan ve hukuki düzenlemelere tabi bir sözleşme olarak kabul edilir.

Avukatlık sözleşmesinin amacı, müvekkilin hukuki problemlerine çözüm bulmak, davalarda veya hukuki işlemlerde onun haklarını savunmaktır. Bu tür bir sözleşme, yalnızca müvekkilin talep ettiği hukuki yardımın sağlanmasını amaçlamakla kalmaz, aynı zamanda verilen hizmetin karşılığında bir ücret ödenmesini de zorunlu kılar. Avukatın vereceği hizmetin türü ve kapsamı, bu sözleşmenin temelini oluşturur ve ücret, bu hizmetin karşılığı olarak belirlenir.

Avukatlık sözleşmesi, Avukatlık Kanunu'na ve genel hukuk kurallarına dayanan bir hizmet sözleşmesidir. Bu sözleşmenin sona erme şekilleri, yalnızca avukatın görevini tamamlayıp tamamlamadığıyla değil, aynı zamanda avukatın ücrete hak kazanıp kazanamayacağıyla da doğrudan ilişkilidir. Aşağıda, avukatlık sözleşmesinin sona erme şekilleri ve bu durumların ücrete etkileri kanuni düzenlemeler ve yazar görüşleriyle birlikte detaylandırılmıştır .