Publications

CISG ve Türk Hukukunda Satım – Eser Sözleşmesi Ayrımı: Uygulama Alanı ve Sınırları

Uluslararası ticaretin giderek artan hacmiyle birlikte, farklı hukuk sistemlerine tâbi işletmeler arasındaki sözleşmelerin hangi hukuk kurallarına tabi olacağı sorusu önem kazanmıştır. Bu bağlamda, "Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Birleşmiş Milletler Sözleşmesi" (CISG), uluslararası satım ilişkilerini düzenleyen temel belgelerden biridir. 1980 yılında kabul edilen ve Türkiye’nin 2011 yılında taraf olduğu CISG, satım sözleşmeleri alanında yeknesak kurallar getirerek, taraflar arasında güveni, öngörülebilirliği ve ticaretin hızını artırmayı hedeflemektedir. Ancak her satım ilişkisi CISG kapsamında değerlendirilmez. Özellikle hizmet veya iş yapımı unsurları içeren sözleşmelerde, sözleşmenin "eser mi, yoksa satım mı" olduğunun tespiti, CISG’nin uygulanabilirliğini doğrudan etkilemektedir.

Bu çalışmada, CISG’nin ilk 12 maddesi çerçevesinde sözleşmenin türüne göre uygulanabilirliği, özellikle Türk hukukuyla karşılaştırmalı olarak incelenecek; satım ve eser sözleşmesi ayrımı, emek ve malzeme yoğunluğu ölçütü, ayıba karşı tekeffül borcu gibi konular ayrıntılı şekilde değerlendirilecektir.

CISG'nin İlk 6 Maddesi ve Türk Hukukuyla Karşılaştırmalı Yorumu

Madde 1 – Uygulama Alanı

CISG, farklı ülkelerde yerleşik işletmeler arasında yapılan uluslararası mal satım sözleşmelerine uygulanır. Uygulanabilirlik için iki temel koşul öngörülür:

  1. Tarafların iş yerleri farklı devletlerdedir.

  2. Bu devletlerden en az biri CISG’ye taraftır veya milletlerarası özel hukuk kuralları gereği CISG’nin uygulanması mümkündür.

Burada dikkat edilmesi gereken husus, işletmelerin coğrafi değil, hukuki yerleşim yerlerinin esas alınmasıdır. Örneğin Türkiye’de yerleşik bir şirket ile Almanya’da yerleşik bir şirket arasında imzalanan bir sözleşmede, taraflardan biri CISG’ye taraf olduğu için sözleşme CISG kapsamında değerlendirilir. Ancak taraflar sözleşmede CISG’yi dışladıklarını açıkça belirtmişse, bu maddeye rağmen CISG uygulanmaz (Madde 6 ile bağlantılıdır).

Madde 2 – Kapsam Dışı Haller

CISG, her uluslararası satım sözleşmesine uygulanmaz. Madde 2’de, CISG'nin kapsamı dışında kalan sözleşmeler sınırlayıcı olarak sayılmıştır:

  • Tüketici satışları (kişisel, ailevi veya ev kullanımına yönelik alımlar)

  • Açık artırmalar

  • İflas ve tasfiye yoluyla yapılan satışlar

  • Menkul kıymetler, para ve benzeri değerler

  • Elektrik ve taşıma araçları

  • Alıcının kişisel kullanımı için özel üretim talepleri

Dolayısıyla CISG yalnızca ticari amaçlı, standart ve profesyonel nitelikteki mal satışlarına uygulanır. Hizmet, tüketim veya özel üretim içeren sözleşmeler kapsam dışı bırakılmıştır.

Madde 3 – Mal ve Hizmet Karışımı

Madde 3, içinde hem mal hem hizmet unsuru barındıran karma sözleşmelerin durumu ile ilgilidir. Bu maddeye göre:

  • Eğer hizmet sözleşmenin esaslı unsurunu oluşturuyorsa, sözleşme CISG kapsamında değildir.

  • Eğer malzeme ağırlıklıysa ve hizmet tali nitelikteyse, sözleşme CISG kapsamında değerlendirilir.

  • Ayrıca, mal esas olarak alıcının sağladığı malzeme ile üretilecekse, bu da sözleşmenin CISG kapsamı dışında kalmasına neden olur.

Bu ayrım, özellikle eser sözleşmeleri ile satım sözleşmeleri arasındaki sınırın belirlenmesinde önemlidir. Malzemenin kim tarafından sağlandığı, teknik bilgi ve yaratıcılık gerektirip gerektirmediği gibi unsurlar dikkate alınarak CISG’nin uygulanabilirliği belirlenir.

Madde 4 – CISG'nin Düzenlediği Konular

CISG, sadece sözleşmenin kurulması ve tarafların hak ve yükümlülüklerini düzenler. Ancak:

  • Sözleşmenin geçerliliği (örneğin irade bozuklukları, aldatma, hata)

  • Mülkiyetin devri (malın zilyetliğinden bağımsız olarak malik kimdir sorusu)

gibi konular CISG’nin kapsamı dışında bırakılmıştır. Bu konular, tarafların tabi olduğu ulusal hukuk tarafından düzenlenir. CISG bu yönüyle tamamlayıcı bir nitelik taşımaz; belirli konularla sınırlı, "özerk ama dar kapsamlı" bir düzenlemedir.

Madde 5 – Malın Yol Açtığı Zararlar

CISG, malın bedensel zarara veya başka mallara verdiği zarara dair hiçbir düzenleme içermez. Örneğin, satılan bir makinenin patlaması sonucu işçilerin yaralanması veya bir binanın zarar görmesi gibi durumlar, CISG kapsamı dışında kalır. Bu gibi sorumluluklar genellikle ürün sorumluluğu veya haksız fiil hükümleri kapsamında, ulusal hukuklar tarafından düzenlenir.

Madde 6 – Tarafların Sözleşme Serbestisi

Taraflar, CISG hükümlerini tamamen veya kısmen dışlayabilir. Bu dışlama:

  • Açıkça yapılabilir (örneğin "Bu sözleşmeye CISG uygulanmayacaktır" ifadesiyle)

  • Örtülü şekilde de olabilir (örneğin yalnızca bir ülkenin iç hukukuna atıf yapılarak)

Ancak örtülü dışlamalar, yorum yoluyla tespit edileceği için her zaman kesinlik taşımaz. Bu nedenle tarafların, hangi hukuku uygulamak istediklerini açıkça belirtmeleri önerilir.

Madde 7–12: Yorum, Boşluklar, Teamül ve Şekil Serbestisi

Madde 7 – Yorum ve Boşlukların Doldurulması

CISG’nin uluslararası karakteri göz önünde bulundurularak, sözleşme hükümleri sadece bir ülke hukukuna göre değil, genel ilkelere göre yorumlanmalıdır. CISG’nin açıkça düzenlemediği konularda ise önce CISG’nin genel ilkelerine, bu ilkelerden sonuç alınamazsa milletlerarası özel hukuk kuralları çerçevesinde ulusal hukuka başvurulur.

Madde 8 – Tarafların Beyanlarının Yorumu

Tarafların sözleşme sürecindeki beyan ve davranışları, karşı tarafça nasıl anlaşıldıysa o şekilde yorumlanır. Bu mümkün değilse, makul bir kişinin anlayışına göre yorum yapılır. Taraflar arasındaki önceki işlemler, alışkanlıklar ve ticari teamüller de dikkate alınır.

Madde 9 – Teamül ve Uygulamalar

Taraflar, aralarında yerleşmiş uygulamalara ve genel teamüllere bağlıdır. Bu hüküm, sözleşme dışı ancak yerleşik uygulamaların da hukuki bağlayıcılığını tanır. Bu, ticari hayatın dinamiklerine uygun, pratik ve esnek bir yaklaşımdır.

Madde 10 – İş Yeri ve Mesken

Tarafların farklı ülkelerde yerleşik olup olmadığının tespitinde, sözleşmeyle en çok bağlantılı iş yeri dikkate alınır. İş yeri yoksa, olağan mesken esas alınır. Bu belirleme, CISG’nin uygulanıp uygulanmayacağının tespitinde kritik öneme sahiptir.

Madde 11–12 – Şekil Serbestisi ve Çekinceler

CISG’ye göre sözleşmelerin yazılı olma zorunluluğu yoktur. Sözlü anlaşmalar veya fiili davranışlarla da sözleşme kurulabilir. Ancak madde 12 ve 96 uyarınca bazı ülkeler (örneğin Rusya, Macaristan) şekil çekincesi koymuştur. Bu ülkelerle yapılan sözleşmelerde yazılı şekil aranır.

Eser Sözleşmesi ve CISG Ayrımı: Emek – Malzeme Yoğunluğu Kriteri

Bir sözleşmenin eser mi yoksa satım mı olduğu, CISG’nin uygulanıp uygulanmayacağını belirlemede hayati rol oynar. CISG madde 3 uyarınca:

  • Emek yoğun, hizmet ağırlıklı sözleşmeler → Eser sözleşmesidir, CISG uygulanmaz.

  • Malzeme yoğun, teslimata dayalı sözleşmeler → Satım sözleşmesidir, CISG uygulanır.

Türk Hukukunda Satım – Eser Ayrımı

Türk Borçlar Kanunu’na göre:

  • Satım sözleşmesinde, malın mülkiyetinin devri esastır.

  • Eser sözleşmesinde, bir sonucun ortaya çıkarılması ve teslimi esastır.

Ayrım ölçütleri:

  • Malzeme kimden? Malzeme yükleniciden → Satım; iş sahibinden → Eser.

  • İşin niteliği nedir? Yaratıcılık, teknik bilgi ve çaba gerekiyorsa → Eser.

Bu ayrım, CISG madde 3/1–3/2 ile tamamen paraleldir.

MÖHUK ile İlişkilendirme: Uygulanacak Hukukun Belirlenmesi

CISG uygulanmıyorsa, sözleşmenin tabi olacağı hukuk 5718 sayılı MÖHUK hükümlerine göre belirlenir:

  • Satım sözleşmelerinde: MÖHUK m.24/1’e göre, satıcının mutad iş yeri hukuku uygulanır.

  • Eser sözleşmelerinde: Genellikle işin yapıldığı yer hukuku uygulanır.

Bu nedenle önce sözleşmenin türü (satım mı, eser mi) belirlenir; sonra CISG mi yoksa ulusal hukuk mu uygulanacağına karar verilir. Bu ayrım sadece teorik değil, uygulanacak hukuk sistemini de fiilen değiştirir.

CISG ve Ayıba Karşı Tekeffül: Türk Hukukuyla Kıyas

CISG, m.35 ve devamında malın sözleşmeye uygunluğunu düzenler. Satıcı, malı sözleşmede belirtilen niteliklere uygun şekilde teslim etmekle yükümlüdür. Alıcı, aykırılığı tespit ettiğinde makul süre içinde satıcıya bildirmek zorundadır. Aykırılık varsa alıcının çeşitli hakları doğar: ifa isteme, bedel indirimi, sözleşmenin feshini talep etme vb.

Türk Borçlar Kanunu’nda da benzer düzenleme mevcuttur (m.219 vd.). Ancak TBK'daki "ayıp" kavramı, daha çok objektif ayıba dayanır. CISG’de ise sözleşmeye uygunluk esastır; sözleşmede belirlenen niteliklere aykırılık varsa mal ayıplı sayılır


CISG, uluslararası satım ilişkilerinde taraflara ortak bir zemin sunar. Ancak bu zeminin geçerli olabilmesi, sözleşmenin niteliğine bağlıdır. Eser sözleşmeleri CISG kapsamında yer almaz. Taraflar arasındaki ilişkinin türü, uygulanacak hukuku doğrudan etkiler. Bu nedenle sözleşme hazırlanırken, malzemenin kim tarafından sağlandığı, hizmet unsurunun yoğunluğu ve teslimin amacı gibi hususlar dikkatle değerlendirilmelidir. Aksi halde, yanlış hukuk kurallarının uygulanması, ciddi hukuki sonuçlar doğurabilir. CISG'nin 12 temel maddesi, hem kapsamı hem de sınırları itibarıyla dikkatle analiz edilmeli ve taraflar sözleşmelerini bu çerçevede bilinçli şekilde kurmalıdır.